Milli Mücadele Döneminde Giresun ve Giresunlular

 


I.Bölüm:Giresun ile ilgili genel bilgiler

I.Giresun Adının Menşei

Giresun adının menşei hakkında 3 temel görüş bulunmaktadır bunlara kısaca değinmek gerekirse.


1.Görüş

Giresun ismi Giresun’un denize boynuz gibi uzaması ile eski Yunancada ‘Boynuz’ anlamına gelen Keras’tan türemiştir.

2.Görüş

Bolca Kiraz yetiştiği için Grekçe Keresea yani kirazdan geldiği öne sürülmektedir,

3.Görüş

Giresun kalesinin fethi sırasında Fatih Sultan Mehmet’in kale alınırken Mahut Paşaya ‘Kalenin altından giresun’ demesi ile olmuştur.

II.Giresun’un Genel Tarihi

Giresun stratejik ve önemli bir nokta olduğu için tarih boyunca bir çok kez el değiştirmiştir bu sebepten Giresun halkı bir çok devlete kolay adaptasyon sağlayabilmiştir.Giresuna geçmiş zamanda hakim olan bazı devletler şunlardır.Azziler,Muşkiler,Milenoslar,Persler,Kapadokya Krallığı,Makedonyalılar,Pontuslar,Roma-Bizans,Selçuklular,Beylikler,Osmanlılar gibi devletler Giresun coğrafyasına hakim olmuştur

II.Bölüm-Milli Mücadele Döneminde Giresun’da Pontus/Rum Faaliyetleri

I.Pontus Nedir?

Yunanların Karadenize verdiği Pontus Euxinos ifadesinden gelmektedir.Pontus bölgesinin önemli kentleri bugün ki Samsun,Ordu,Giresun,Trabzon ve iç kesimde Kalazile’dir

II.Osmanlı’da Rumlar

Asırlarca Osmanlı hakimiyetinde kalan gayrimüslim tebaaya karşı Osmanlı her zaman hoş görülü yaklaşmıştır.Bu durum Osmanlı gibi çok uluslu bir devletin asırlarca ayakta kalmasına sebep olmuştur.Gayrimüslim tebaanın Osmanlı kontrolüne sadık olduğu günler Fransız İhtilali’nin getirmiş olduğu Milliyetçilik akımının etkisi ile Rumlarında dahil olduğu bir çok Gayrimüslim halk bölücü ayrılıcı faaliyetler gerçekleştirmiştir.

III.Milli Mücadelede Giresun’da Pontus/Rum Faaliyetleri

Giresun gibi çok uluslu bir kente Rumlar Türkler Ermeniler ve diğer azınlıklar iç içe yaşamaktaydı Fransız İhtilalinin getirdiği Milliyetçilik akımından sonra çoğu azınlık ile Türklerin arası gerginleşti. Bu gerginliklerden biri ise Giresun ve Karadeniz’de yaşanmış olan Türk-Rum Çatışmalarıdır.

A)Giresun’a Rum Göçleri

Karadeniz’e ve Giresun’a gelen Rum göçlerinin ana sebebi Rum çoğunluğun artıp Pontus Rum Devleti için hak idda etmektir.Bu kasıtlı bir göç faaliyetidir.Mondros Mütarekesinin

İlk altı ayında 525 Rum göç etmiştir.

B)Giresun’da Rum Çete Faaliyetleri

1-Mavridi Köşkü Baskını 

 Giresun’da Pontus faaliyetlerinin başında Mavridiler ve Kırçıloğlu bulunmaktaydılar. Bölgede rahat hareket edebilmek için Osman Ağa’yı Giresun’dan uzaklaştırmak için ellerinden geleni yapmışlardı. Osman Ağa’nın tehcir suçlamasından dolayı arandığı ve Karacahisar-ı Şarki’de bulunmasını fırsat bilerek Saydaş da bulunan Mavridi Köşkü Pontus’çu faaliyetlerin merkezi haline gelmiştir.

 Köşkte yapılacak bir düğüne Giresunlu ve Rusya’dan gelen Pontuscu çeteciler de davet edilir. Çeteciler 12/13 Temmuz 1919 gecesi Giresun sahilinden karaya çıkmış ve köşke gelerek yerleşmişlerdir. Düğün sabahı köyden şehre yoğurt satmaya gelen Dilsiz Hasan isimli kişi köşkün ön tarafındaki fındıklıkta silahlı ve yere çökmüş 3 kişi görür. Bunu el kol hareketleri ile mahalle imamına anlatır. Durumun önemini anlayan imam meseleyi Osman Ağa’ya (Topal Osman Ağa) iletir.

Bunun üzerine Osman Ağa Muhafaza-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti ‘ni toplar. Bu toplantıya Hüseyin Avni Bey de katılır. Osman Ağa köşkte Haçika’nın da bulunduğuna ve köşke baskın yapılması önerisinde bulunur. 

 Köşke baskın yapılır ve çıkan çatışmada Mavridi, Yani Oğlu Haçika, Haçikanın Oğlu Hrısto, Lazari, Andirya, Dimitri isimlerini taşıyan Pontus/Rum çetesi üyeleri ölü olarak ele geçirilmiştir. Çatışma esnasında kaçıp şehir içindeki evlere dağılan diğer çete üyeleri de polisler tarafından yakalanmışlardır. 

 Böylece Giresun bölgesinde Rum Çetecilik faaliyetlerinde bulunan Haçika ve adamları etkisiz hale getirilmiştir.

2-Kırık Nahiriyesinde Meydana Gelen Pontus/Rum Baskını

 Rusya’dan Giresun bölgesine gelen Rum çeteciler askeri kıyafet giyerek Kırık nahiyesi’nin Karagöl yaylasında baskın girişiminde bulunurlar. 27 kişiden oluşan silahlı Rum Çetesi ile köylüler arasında 2 saat süren bir çatışma yaşanmıştır. 

 Bu durumun öğrenilmesi üzerine 30 kişilik bir nizamiye müfrezesi bölgeye sevk edilerek çeteyi takip etmeye başlar. 

 Anastas Ağa ve Tevfik Efendi onların bir zabit kumandasında asker firarisi olduğunu söyleyerek yanıltıcı bilgiler vermiştir. Bu yanıltıcı bilgilere rağmen nizamiye müfrezesi takibi bırakmamıştır ve çıkan çatışmada 9 çete üyesi öldürülmüştür. 

C)Sinema Baskını Olayı

Sıkı bir Pontus destekçisi olan Madam Pavlidi’nin sinemasında Pontus’cu faaliyetlerini desteklemesi ve sinemanın Pontus’cular için bir toplanma noktası haline gelmesi sebebi ile oluşan vakadır. Osman Ağa sinemadan ağır vergiler alarak sinemayı kapattırmıştır.Bu konu ile ilgili Osman Ağa hakkında Belediye Reisliği kötüye kullanma hakkında soruşturma açılmıştır.

Ç)Rum Okuluna Yunan Bayrağı Asılması Olayı 

 Topal Osman Ağa’nın tehcir suçlaması yüzünden kaçak olduğunu bilen Rumlar ayrılıkçı hareketler gösterir. Rus ve Yunan yardımları ile cesaretlenen Rumlar Taşkışla Rum Okulu’na Yunan(Rum) bayrağı asar. Osman Ağa’ya bu durum bildirilir. Bunun üzerine Osman Ağa okulu kuşatarak Yunan bayrağını indirip Türk bayrağı asar.

III.Bölüm-Milli Mücadele Döneminde Giresun

I.Milli Mücadele Öncesi Giresun’un Genel Durumu

 I.Cihan Harbinden Osmanlı Devleti ağır yaralar alarak çıkmıştır.Bu durum yüzünden halk yorgun düşmüş ve üretim azalmıştır.Tüm bunlar yetmiyormuş gibi Giresun bölgesinde Pontus Devleti kurmayı hayal eden ayrılıkçılarla da Giresun’un başı dertedir.

II.Milli Mücadele Döneminde Giresun

A)İzmir’in İşgaline Giresun’un Tepkisi

Yunanların 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’i işgali Giresunluları derinden etkilemiştir. Giresunlular 19 Mayıs 1919 tarihinde Belediye Reisi Topal Osman Ağa önderliğinde işgali protesto eden bir miting gösterisi gerçekleştirmiş İzmir’in işgalini protesto etmişlerdir.19 Mayıs günü Çamlı Çarşı’daki Cami’de toplanan binlerce Giresunlu Amerika,İngiltere,Fransa ve İtalya’ya Göndermek üzere protesto telgrafları hazırlamıştır.

B) Giresun Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin Kurulması

Giresun Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti,Trabzon Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin bir şubesi olarak Dizdarzade Eşref Bey’in başkanlığında kurulmuştur.Kuruluşunda Osman Ağa,öğretmen Niyazi Tayyip,Mühendis İbrahim Hamdi,Dr. Ali Naci,Ethem Nazif beyefendi gibi isimlerin büyük katkıları olmuştur.

Giresun Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin üyeleri İzmir’in işgalinden sonra Osmanlı padişahına telgraf çekerler.Bu telgrafta:’Ey ulu hakan,tacında İzmir elmasını Türk kanları ile boyayarak kopartıyorlar sıra yarın bize gelecek.Senelerce serhadlerde dolaşan biz Türkler ipte değil süngüde can vermek için hazırız.Semamızdan albayrak alındığı gün zümrüt dağımıza kanlarımızla bir albayrak serecek,dökeceğimiz kanlara iştirak edecek,bayrağımıza taç giydirecek,Âl-i Osman’ın kanını taşır Orhan’ın Ertuğrul’un bir oğlunu göndeririz.’ Sözleri ile Giresun da ki vatanperver ruhu yansıtmışlardır.

C)Taşkışla Rum Okuluna Yunan Bayrağı Asılması

Mondros Antlaşmasından sonra zararlı faaliyetlere başlayan Rumlar.Pontus Rum Devletini canlandırmaya yönelik faaliyetler gösteriyorlardı.İzmir’in işgalinden sonra daha da cesaretlenen Rum tebaa ayrılıkçı faaliyetlere son sürat devam ediyor,bölge ahalisine zarar veriyorlardı.8 Mayıs 1919 da bir Yunan gemisinin Giresun limanına demirlemesi ile daha da  cesaretlenen Rumlar Taşkışla’da bulunan Rum okuluna 11 Mayıs tarihinde Yunan(Rum)Bayrağı astılar bu hareketin Osmanlı egemenliğini reddetmekten başka anlamı yoktu.Rumların bu bölücü faaliyetlerine devam etmesi ve okullarına Yunan bayrağı çekmesi bardağı taşıran damla görevi görmüştür.

Giresun kaymakamı indirilmesi için herhangi bir teşebbüste bulunmamıştır.5 Haziranda yeni bir bayrağın daha asılması ile Rum okulu artık bir Rum karargahı haline gelmişti.Okulun bahçesinde tüfek talimleri yapılıyor geceleri silahlı kişiler nöbet tutuyordu.

Şehrin ileri gelenlerinden ve hakkındaki tehcir suçlaması sebebi ile Şark-i Karahisar’da gizlenen Topal Osman Ağaya bu durum bildirilmiştir.Osman Ağa öğrenir öğrenmez Giresun’a gelir Taşkışla’nın etrafını kuşatır.Kısa sürede içerdekileri etkisiz hale getirir.Pontus bayrağını indirerek asan kişiye gerekli cezayı verir.

Bu olay sonrasında Osman Ağa halk arasında dilden dile dolaşan bir halk kahramanı haline gelecektir.Rumlar Osman Ağadan çekinerek faaliyetlerini yavaşlatacaktır.

D)Erzurum Kongresinde Giresun Delegeleri

Milli Mücadelede önemli bir adım olan Erzurum Kongresinin toplanmasını Kazım Karabekir organize ediyordu.Amasya’da Sivas’ta ulusal bir kongre toplanması kararlaştırldı.Sivastan önce gerçekleşen Erzurum kongresi Milli Ruhun uyanması ve Doğu illerinin teşkilatlanması için önemli bir adım niteliğinde idi.Trabzon Muhafaza-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti kendsinin bir şubesi olan Giresun Muhafaza-i Hukuk-ı Milliye Cemiyetinden Erzurum kongresi için delegeler seçmesini istedi.Dr. Ali Naci (Duyduk) ile Mühendis İbrahim Hamdiyi seçmişlerdir.23 Temmuz 1919 tarihinde Erzurum kongresi başlar yoklamada Giresun ve kazalarından şu delegeler bulunur;Ali Naci Bey,İbrahim Hamdi Bey,Tirebolu kazasından Yusuf Ziya Bey,Karahisar-ı Şarki’den Mumcuoğlu Dr. Cemil Bey,Alucra Kazasından Hacı Hüseyin Avni Bey bulunmaktadır. Kongrenin ilk gününde Mustafa Kemalin başkan seçilmesine Dr.Ali Naci Bey sert bir şekilde karşı çıkmıştır.

E)Osman Ağa Müfrezesi’nin Ermeni Harekatına Katılması

T.B.M.M. hükümetinin kurulmasından sonra Osman Ağa Mustafa Kemal Paşa’ya bir telgraf çekerek kayıtsız şartsız milli hükümete bağlılığını bildirmiştir.Bunun üzerine Ankara’dan Trabzon’daki 3.Fıkra Kumandanı Rüştü Bey’e Rize Müfrezesiyle Giresun’daki Osman Ağa müfrezesinin yola çıkması emir edildi.Daha sonra Rum tehlikesi Sebebi ile Osman Ağa Giresun’a dönse de Kazım Karabekir’in yönettiği Giresun Gönüllü Müfrezesi Kars’a hareket etti.

F)Osman Ağa Ve Mustafa Kemal Paşa Görüşmeleri

Osman Ağa 29 Ekimde İnebolu’ya ordan Kastamonu’ya ve ordan da 15 kişilik özel maiyeti ile Mustafa Kemal Paşa ile görüşmek için Ankara’ya gider.

Osman Ağa’nın yanından gelen 15 kişilik heyetin çevikliği Kemal Paşa’yı etkiler.12 Kasımda Mustafa Kemal Paşa’nın arzusu üzerine ‘Giresun Gönüllü Maiyet Müfrezesi’ kurulur.Başlangıçta 10 kişiden oluşan bu kuvvet Paşa’nın özel korumalığını yapmaktaydı.Daha sonra sayıları artacak bu birliğe ‘Giresun Gönüllü Laz Müfrezesi’ adı verilecektir. Böylece Giresunlu Mustafa Kemal Paşa’yı canı pahasına koruyacak üslendiği görevi layığı ile yerine getireceklerdir.

G) 42.ve 47 Alayların Kurulması

1. 42. Alayın Kurulması

Erkan ı Harbiye Umumiye Riyaseti’nin 19.12.1920 tarihli yazılarında,merkezi Giresun olmak üzere Şark Cephesi Komutanlığına bağlı bir piyade alayının kurulması istenmiştir.

12.01.1921 tarihinden itibaren alay kurulması için çalışmalara başlanır.Yürütülen çalışmalar sonu alay kurulur.Komutanlığını Binbaşı Hüseyin Avni Bey,fahri komutanlığına da Osman Ağa getirilmiştir.

2. 47.Alayın Kurulması

Osman Ağa Mustafa Kemal Paşa ile temasta bulunmak üzere 1920 yılları sonlarında Ankara’ya gitti.Giresun dönüşünde aldığı emirle 47.Alayın kurulması için hazırlıklara başlandı.

Ğ)Koçgiri/Koçkiri Kürt İsyanı’nın Bastırılmasında Giresun Gönüllüleri Alayı

İngiliz ve Fransızlar tarafından örgütlendirilen Koçgiri aşiretinin amacı bölgede bağımsız bir devlet kurmaktı.Bunun için Türk köylerini yağmalamaya ve köylüleri katletmeye başladılar.

6 Mart 1921 tarihinde başlayan Koçgiri Ayaklanmasını önlemek için 10 Mart 1921 günü sıkıyönetim ilan edildi.13 Mart 1921’de Nuri Paşa ayaklanmanın bastırılmasında görevlendirildi.Harekata katılmak üzere Osman ağa komutasında bir piyade taburu ile Giresun Müfrezesi Refahiye’ye gitmiştir.5 Nisan 1921 de Dersim’li asilere karşı taarruza geçildi

14Nisan 1921 de Giresun alayı ile birlikte Koçgiri’yi aldılar.Böylece Giresun Gönüllüleri Milli Mücadele Hareketinin yavaşlama

sını sağlayacak bir isyanı bastırmış oldular.

H)Sakarya Meydan Muharebesinde Giresun Gönüllü Alayları

42. ve 47. Gönüllü Alaylar, Pontus ve Milli Kuvvetlere karşı ayaklanmaların bastırılmasında pek çok görev yapmış devamen Ankara üzerinden Türk Ulusu için kritik bir savaş olan Sakarya Savaşı’na katılmışlardır. Savaşın hassas bir safhasında 42. Alay Mangaltepe’nin geri alınması muhaberelerine katılmış, Haymana üzerinden Ankara’ya sarkmayı planlayan Yunan Ordusu ile göğüs göğse savaşmıştır. Askerlerinin de büyük bölümüyle Binbaşı Hüseyin Avni Alparslan Gököğüz mevkinde Şehit olmuştur. Mangaltepe , Taşlıtepe ve Gököğüz mevkinde, 42.Alay’ın içinde bulunduğu 4. Tümen, 47. Alay ve Muhafız Taburu, yokluk ve cephanesizlik şartlarında, genç subaylar önde, yüzlerce şehit vererek, savaşın kaderini Ordumuz lehine çevirmede etkili olmuşlardır. Esasında Sakarya Zaferi, Tuna boylarından beri gerileyen Ulusun kötü kaderinin tersine döndüğü ve yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin habercisi olan büyük bir zaferdir.

I)Afyonkarahisar’daki Giresun Şehitliği

Ağustos 1922’de Deresivri cephesinde bulunan 47.Giresun Gönüllüler Alayı Yunan kuvvetlerinin ele geçirdikleri mevzileri geri almak için 14 şehit verdiler.Daha sonra yapılan Afyonkarahisar Giresun Şehitliğinde bu taarruzda şehit düşen 14 Gönüllü Askerin ve bölgede şehit düşen kahraman Mehmetçiklerimiz bulunmaktadır.

Giresunluların Künyeleri şu şekildedir;

1-Giresun Merkez Hamurlu Köyünden 1893 doğumlu Ahmet oğlu Osman

2-Giresun Merkez Boztekke Köyünden 1899 doğumlu Ali oğlu Hasan Karslıoğlu

3-Giresun Merkez Sayca Köyünden 1898 doğumlu Ahmet oğlu Habib Hasan

4-Giresun Merkez Kemaliye Köyünden 1899 doğumlu Ahmet oğlu Mustafa Eskioğlu

5-Giresun Merkez Çiçekli Köyünden 1900 doğumlu İlyas oğlu Rasim Topçuoğlu

6-Giresun Merkez Alınyoma Bala Köyünden 1901 doğumlu Osman oğlu Hüseyin Hallaçoğlu

7-Giresun Merkez Çukur Köyünden 1901 doğumlu Mehmet oğlu Necip Sipahioğlu

8-Bulancak Uçarlı Mahalesinden 1898 doğumlu Hüseyin oğlu Niyazi Dervişoğlu

9-Bulancak Talipli Köyünden 1900 doğumlu Hüseyin oğlu Nazın Durmuşoğlu

10-Keşap Küçükgeriş Köyünden 1887 doğumlu Emin oğlu Yusuf Yusufoğlu

11-Keşap Halkalı Köyünden 1901 doğumlu Salih oğlu Abdullah Alaşalvaroğlu

12-Keşap Karabulduk Köyünden 1899 doğumlu Şükrü oğlu İbrahim Cıranhacıoğlu

13-Görele Daylı Köyünden 1895 doğumlu Mustafa oğlu Yusuf Velioğlu

14-Dereli Yavuz Kemal Nahiyesi Hapan Köyünden 1898 doğumlu Yusuf oğlu Osman Türkmenoğlu

IV.Bölüm-Halk Kahramanları

I.Osman Ağa (Topal Osman) (1883-1923)

1)Çocukluk Ve Gençlik Yılları

Osman Ağa Giresun’un Haç Hüseyin mahallesinde 1883 yılında doğmuştur.Babası Feridun-zade Mehmet Efendi fındık ticareti ile uğraşmaktadır.Dedesi Hacı İsmail Efendi ise ticaretle uğraşan bir kaptandır.Osman Ağa düzgün eğitim almamasına rağmen zeki azimli bir kişiliktir.

Evlilik çağına geldiğinde Panazoğlu İsmail Hacı Ağa’nın kızı Hatun Panaz hanımla evlenmiştir.Bu evlilikten Mustafa ve İsmail isimli iki çocuğu olmuştur.


2)Osman Ağa’nın Balkan Savaşına Katılışı 

Osman Ağa vatanperver,milliyetçi,vefakar bir Türk gencidir.Bu sebeple Balkan savaşına da Cihan harbine de gönüllü katılmıştır.Babası Osman Ağanın Balkan savaşına katılmaması için askeri şubeye ücret ödemiştir buna rağmen Askeri izni olmayanlarla gönüllü bir birlik oluşturan Osman Ağa savaşa katılmıştır.Bu savaşta Çorlu tarafında Bulgar’lara karşı savaşırken dizine isabet eden şarapnel parçası sebebi ile Topal lakabını almıştır.

3) I.Cihan Harbine Katılışı

Balkan Gazisi olan Osman Ağa dizindeki şarapnel yarasına rağmen I.Cihan Harbinde Ruslara karşı savaşmaktan geri kalmamıştır.İttihat ve Terakki mensubu olan Osman Ağa 700-800 gönüllü ile Teşkilat-ı Mahsusa olayına katılmış Batum’da Ruslarla Savaşmıştır.Burada Rusların askeri üstünlüğünden Türk birliklerini mecburen Harşit çayına kadar çekmek zorunda kalmıştır.

1916da Ruslara casusluk yapan bir Rum gurubu yakalayarak 37.Fıkraya teslim etmiştir.Osman Ağa Ruslar ile yaşanan ağır mücadelede 37.Fırkaya yardım etmiştir Giresun’un Ruslar tarafından işgali bir nebze engellenmiştir.

Osmanlının otoritesinin azaldığı savaş ortamında Topal Osman Ağanın bazı hukuk dışı yollara saptığı kabul edilmelidir.Bu durumda Giresun mülki amirlerinin rahatsızlık duyması gayet olağandır.

Ekim Devrimi ile Ruslar savaştan çekilir.Ruslar işgal etiği toprakları Osmanlıya verirken taşkınlık çıkmasını önlemek amacı ile Topal Osman Ağa Rusları denetlemiş bir nevi kontrol etmiştir.

Topal Osman Ağa Batum’dan döndüğü sırada Hüseyin Avni Alparslan ve Kaymakam Nizamettin Bey’inde aralarında bulunduğu şehir ileri gelenlerinden oluşan bir heyetle Pontus tehlikesinin önemini belirtmiş konu hakkında müzakerede bulunmuştur.

4)Osman Ağanın Belediye Başkanlığı Yaptığı Süreç

Şehrin Belediye Başkanı Eşref Bey ihtiyarladığından mütevellit Giresun’un ileri gelenlerinden Topal Osman Ağa Belediye Başkanı seçilmiştir.

Osman Ağa bu dönemde Giresun Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin başına geçer.17 Mayıs İzmir’in İşgalini Protesto etmek için mitingler gösteriler düzenler.

5)Osman Ağa’nın Tehcir Suçlaması İle Aranması

Osman ağa Nisan 1919 da tam bir yılını doldurmuşken tehcir suçlaması yüzünden yargılanmak üzere İstanbul’a çağırılır.

Osman Ağa yakalanmamak için Şark-i Karahisar’a saklanır.

6)Rum Okulu Baskını

Bölgenin Rumları Osman Ağanın yokluğunu fırsat bilerek Taşkışla Rum okuluna Yunan(Rum) bayrağı asar bu duruma karşı Müslüman tebaa hüzne boğulur bu durum Osman Ağa bildirilir Osman Ağa yola çıkar gelir gelmez artık bir Rum kışlası haline gelmiş olan okulun çevresini sarar.İçerdekileri etkisiz hale getirip bayrağı asan kişiye gereken cezayı verir.Ve okula Türk bayrağı asar.Bu olaydan sonra Osman Ağa dilden dile dolaşan bir halk kahramanı haline gelir.

7)Osman Ağa’nın Affedilmesi ve Rumların Suikast Girşimi

Daha sonrasında Osman Ağa kendisini şikayet eden Rumları baskıya alarak zorla şikayetlerini geri çektirmiştir.Af ilanı ile birlikte Osman Ağa Giresun’a döner.Osman Ağadan çekinen Rumların faaliyetleri etkisizleşir,azalır.Bu durumdan rahatsız olan Rumlar Osman Ağayı ortadan kaldırmaya çalışmışlardır.Bu amaçla Tuapse’den üç Rum 17 Temmuz 1919 Topal Osman Ağa’ya suikast düzenlemek için yola çıkar.Bu suikastçılar başarısız olmuşlar.Giresun’a varamadan yakalanmışlardır.

8)Erzurum Kongresi

Erzurum Kongresine Giresun’dan temsilci olarak giden heyetin içerisinde Mustafa Kemal Paşa’ya karşı Muhalefete bulunanlar olmuştur.Kongre sonrası Mustafa Kemal Paşa’yı sıkı bir şekilde destekleyen Osman Ağadan çekindikleri için Giresun’a dönememiştirler.

9)Sinema Baskını

Giresun’da ayrılıkçı faaliyetler güden Madam Pavlidi’nin sinemasını ekonomik baskılar eşliğinde kapatır.Bu yüzden Osman Ağa hakkında 4 Eylül 1919’da Reisliği kötüye kullanmak sebebi ile dava açılır

10)Badi Nedim Olayı

Rumların baskısı ile Nizameddin bey Kaymakamlıktan alınır yerine Badi Nedim Bey tayin edilir Osman Ağanın otoritesinden rahatsız olan Nedim Bey Osman Ağaya yönelik suikast girişimlerinde bulunmuştur.Bu girişimler başarısız olmuş görevden alınan Nedim Bey yerine Galip Bey atanmıştır.

11)Gedikkaya Gazetesinin Çıkarılması

Okuma yazması olmamasına rağmen Milli Mücadele propagandası yapılmasında basının önemini kavramıştır.Propaganda amacı ile Gedikkaya Gazetesini çıkartmıştır.

12)Rumlar Arasındaki Mücadeleye Osman Ağa’nın Karışması

1920 Şubat’ında İngiliz ve Fransız askeri temsilcileri Giresun Rumları arasında yaşanan bir olaya Osman Ağa’nın karışmasını bahane ederek  Trabzon Valisine baskı yapar.Giresun Rum Metropoliti ile Giresun’daki nüfuzlu ailelerden olan Teofilos arasındaki gelişmede İngilizler ve Fransızlar Teofilos’u destekler bu bölünmeden fırsat bilen Osman Ağa Metropoliti destekler.

13)ABD Heyetinin Osman Ağa ile Görüşmesi

28 Mart 1920 incelemede bulunmak için Karadeniz’e gelen bir Amerikan heyeti Osman Ağa’yla görüşerek şu soruları sordu

Kemal Paşa Rum katliamı için emir verdi mi?

Askerlik şubeleri asker topluyor mu?

Tekrar delege seçimileri yapılıyormuş amaç İstanbul’dan ayrılmak mı?

Osman Ağa ABD heyetine duymalarını istediği cevapları verdi

14)Osman Ağa’nın T.B.M.M. Hizmetine Girmesi

T.B.M.M. hükümetinin kurulmasından sonra Osman Ağa Mustafa Kemal Paşa’ya bir telgraf çekerek,yeni kurulan Milli hükümetin emrine girdiğini belirtmiştir.Telgraf üzerine Ermeni Harekatı için yola çıkan Giresun kuvvetleri Kazım Karabekir’in emri ile Rum tehlikesine karşı Giresun’da kalmıştırlar.

15)Osman Ağa’nın Ankara’ya Gitmesi ve Giresun Gönüllü Maiyet Müfrezesini Kurması

Ankara’da büyük bir ilgi ile karşılanan Giresun birliği ve Osman Ağa bir süre dinlendiler. Daha sonra Osman Ağa T.B.M.M. Başkanı Mustafa Kemal Paşa ile görüşmüştür.12 Kasım’da Kemal Paşa’nın arzusu ile ‘Giresun Gönüllü Maiyet Müfrezesi’ kuruldu.

16)42.ve 47. Giresun Gönüllü Alaylarının Kurulması

Dört arkadaşı ile Giresun’a dönen Osman Ağa birkaç ay içerisinde 200 adam toplayarak Giresun Gönüllü Laz Müfrezesi’ni oluşturur

17)Osman Ağa’nın askeri birliğinin kurulmasına önce karşı olunsa da,Hüseyin Avni Alparslan’ın desteği ile onay çıkacaktır.Bunun üzerine zaten var olan ve Alparslan grubu olarak bilinen birlik 42.birlik olarak Osman Ağa’nın oluşturduğu birlik 47.birlik olarak adlandırılmıştır

18)Sakarya Meydan Muharebesi ve Büyük Taarruzda Topal Osman Ağa

Sakarya Meydan Muharebesi’nde Giresun alayları birçok şehit vermiştir bu şehitlerin içinde 42.Alay kumandanı Binbaşı Hüseyin Avni Alparslan’da bulunmaktadır.

Sakarya zaferinden sonra Giresun Alayları Hamidiye köyünde dinlenmeye çekildi.Ve bu savaşta ki üstün başarılarından ötürü Osman Ağa’ya yarbaylık rütbesi verildi.

19)Ali Şükrü Bey Olayı ve Osman Ağanın Sonu

Yeni kurulan demokratik meclis ortamında birbirini keskin bir şekilde tenkit eden iki grup vardı.Bu muhalif grubun başta gelen isimlerinden biri ise Trabzon Mebusu Ali Şükrü Bey’di.

27 Mart 1923 Salı akşamı Ali Şükrü Bey,kıraathanede oturmakta iken,Osman Ağa’nın adamlarından olan Mustafa Kaptan gelerek kendisini çağırmıştır.Bu olaydan sonra Ali Şükrü Bey ortalıktan bir süre kayıp olmuştur.

Yapılan araştırmada Ali Şükrü Bey’in en son Osman Ağa’nın adamları ile görülüp ortadan kayıp olduğu ortaya çıkar.Daha sonra Ali Şükrü Bey’in cesedi arayan bir grup cesedi Dikmen deresinin tam başlangıcında umulmadık bir mahalde bulmuştur.

Meclisin galeyanı ve gelişmeler üzerine Osman Ağa Papazın Bağı binasına çekilir.Mustafa Kaptan tutuklanır,Osman Ağa hakkında tutuklama kararı çıkar.

Bulunan delilerin Osman Ağa’yı göstermesi sebebi ile Mustafa Kemal Atatürk,Muhafız Tabur kumandanı İsmail Hakkı Bey’e Osman Ağanın teslim alınmasını emir eder.Çıkan çalışmada Osman Ağa ölü olarak ele geçer.

Naşının başı gövdesinden ayrı olduğu için ayaklarından meclis önüne asılır.Burada 3 saat asılı kalan ceset Osman Ağa’nın ailesinin isteği üzerine Giresun’a getirilir.

Şapka inkılâbına karşı Rize’deki muhalefeti sorgulamak için görevlendirilen Kılıç Ali başkanlığındaki heyet Giresun’a uğrar.Osman Ağanın kabrinin harap halde oluğunu görürler.Bu durum Mustafa Kemal Paşa’ya anlatılır,sonrasında Paşanın emri ile Giresun Kalesi’nin en güzel noktasına kabri taşınır.

Milliyetçi vatanperver bir insan olan Osman Ağa kim ne derse desin Giresun ve Giresunlular için bir iftihar kaynağıdır.Osman Ağa ne yaptıysa milleti için yaptığını düşünen birisiydi,parası ödense de Balkan harbine gitti.Ayağı aksasa da Ruslarla çarpıştı.Tehcir suçlamasından aransa da Merkeze inip Rum bayrağını indirdi.Tüm bunlar yaşanırken kendini değil bizi Türk Milletini düşündü. Ruhu şad mekanı cennet olsun.

II.Tirebolulu Hüseyin Avni Alparslan

1)Çocukluk Dönemi

Hüseyin Avni Bey,1876 yılında Tirebolu’nun Cintaşı Mahallesinde dünyaya gelmiştir.

Babası Öksüzoğlu Alağıdereli Emin Efendi, annesi Yanıkömeroğullarından Mehmet Kaptan’ın kızı Kadın Hanımdır.Hüseyin Avni Bey’in çocukluk yılları genellikle Tirebolu’da geçmiştir.

Hüseyin Avni Bey’in doğum yeri tartışmalı olsa da Kurugeriş köyü olarak kabul edilir.

2)Eğitim Hayatı

İlk tahsilini Tirebolu’da tamamlayan Hüseyin Avni 1893 yılında Lise öğrenimi için Trabzon’a gidecektir.Devrin sayılı okullarından olan Trabzon İdadisi ne kayıt olmuştur.

Daha sonra Mekteb-i Harbiye sınavlarında başarı kazanarak.13 Mart 1898 tarihinde İstanbul’da Pangaltı Mekteb-i Harbiyesi’ne katılır.

3)Askerlik Hayatı

A)Balkan Harbine Kadar Olan Süreçte Hüseyin Avni Bey’in Askeri Hayatı

Hüseyin Avni Bey Harbiye’den teğmen rütbesi ile mezun olmuştur.İlk görev yeri 3.Ordu olmuş,14 Şubat 1901 de Selanik’e giderek Selanik 17. Redif Fıkrası Erkan-ı Harbiye kaleminde göreve başlamıştır.9Kasım 1901 tarihinde 3 Ordu 42. Redif Alayı 4.Menlik Taburunun 2.Bölüğüne atanmıştır.

14 Mart 1903’ten 14 Ekim 1903’e kadar Menlik Redir Taburu ile Menlik Demirhisar.Petriç ve Bedes taraflarında Bulgar eşkıyalarının taklip ve tenkilinde bulunmuştur.Burada gösterdiği üstün başarı sebebi ile Mecidi nişanıyla ödüllendirilmiştir.

Hüseyin Avni Bey 24 Aralık 1903’de teğmenlikten üsteğmenliğe terfi eder.3.Ordu Redif 120.Alayın 4. İpek taburunun 4.Bölüğüne tayin olur.

14 Şubat 1909 tarihinde Jandarma sınıfından istifa ederek nizamiyeye geçer.Burada Bekir Bey adında bir subayla aralarında meydana gelen düello meselesinden dolayı Manastır’daki Kırmızı Kışlada mevkufen kalmak zorunda kaldı.Daha sonra tutuksuz olarak Selanik’e gitmiştir.

Tam bu süreçte 31 Mart Olayı yaşanmıştır Hareket Orduları bu ayaklanmayı bastırmak üzere Selanik’ten İstanbul’a hareket eder.Hüseyin Avni Bey de bu Hareket Ordularına intikal ederek,Hareket Ordularının öncü kuvvetleri içerisinde yer almıştır.

B)Balkan Harbinde Hüseyin Avni Bey

Rusya’nın Balkanlarda güttüğü kışkırtıcı politikalar ve Osmanlı otoritesinin azalması sebebi gibi çeşitli nedenlerden dolayı Balkanlarda süren gergin hava,Karadağ Devletinin 8 Ekim 1912 de Osmanlıya savaş açması ile yerini savaşa ve kana bıraktı.

Hüseyin Avni Bey 18 Ekim 1912’de Balkan Harbine katılmıştır.Savaş Boyunca;Çatalca’da 8.Alayın 2.Taburunun 4.Bölük komutanlığında bulunmuştur.Balkan harbinin sona ermesi ile beraber görevine geri dönmüştür.

C)I.Dünya Savaşında Hüseyin Avni Bey

Osmanlı- Rus Savaşı, 1 Kasım 1914 günü sabahı Rus kıtaları, doğu sınırında hep birden Oltu, Micinkent, Soğanlı ve Ağrı dağı geçitlerinden sınırı geçtiler.İşte konumuz olan, H.Avni Bey, bu savaşlara katılan, Bahattin Şakir’in Doğu Masası Başkanlığını yaptığı Teşkilat-ı Mahsusası’nda yer alan, bölge halkından milis kuvvetler oluşturan aktif subaylar arasındadır. Tavasker, Ergenis Tabur ve Müfreze komutanlıkları yapmış, ünlü Çoruh Müfrezesinde (Deli) Halit Paşa’yla birlikte savaşmıştır.Erzurum ilçeleri, Artvin yöresi, Bayburt savaş alanıdır, çok sayıda muhabereye katıldığı, askeri kayıtlardan anlaşılmaktadır.

D)Mondros Ateşkes Antlaşması Sonrasında Hüseyin Avni Beyin Faaliyetleri

Antlaşmanın ağır şartlarına uymak zorunda kalan birliklerimiz 1918 Aralık ayı başlarında,Anadolu’ya zorla tayin edilmişlerdir.Cihan harbinden sonra istifa eden Hüseyin Avni Beyi İstanbul’da ki karışıklıklar rahatsız etmekteydi.Harita Heyeti görevine geri döndü ve Anadolu’ya yakın bir konumda olmak için Rize’ye tayin istedi.

Binbaşı Hüseyin Avni Bey 1 Ocak 1920 tarihinde Giresun Askerlik Şubesi Başkanlığına tayin edilir.Kısa bir süre vekaleten kaymakamlığı üstlenir. Pontusçu faaliyetleri önlemek için şehrin ileri gelenleri ile iş birliği içerisine girer.

Kısa bir sürede Giresun Nizamiye Alayı kurulur ve de başına kumandan olarak Binbaşı Hüseyin Avni Bey tayin olur.

Bölgeyi düşman tehdidi ve istilasından korumak için Hüseyin Avni Bey ve arkadaşları çalışmaları giderek yoğunlaştırmıştır.Bir yandan Rum isyancılarla mücadele ederken bir yandan da düzenli bir ordu kurmaya çalışmıştırlar.

Ankara seyahatinde Osman Ağa Mareşal Fevzi Paşa’ya Giresun’da Gönüllü bir alay kurulması için talepte bulunur Fevzi Paşa ise ‘Alayın teşekkülüne müsaade ederim yalnız alayın başında muvazzaf bir kumandanın bulunması lazımdır Hüseyin Avni Bey size eşlik ederse iznim vardır’ şeklinde cevap verir

Osman Ağa Giresun’a döner dönmez Hüseyin Avni Alparslan ile görüşür böylece Hüseyin Avni Bey’in başında bulunduğu 42.Alay ve Osman Ağa’nın başında bulunduğu 47.Alay kurulur.

Hüseyin Avni Bey 42.Alay ile birlikte Sakarya Meydan Muharebesine katılmıştır.

İçlerinde Hüseyin Avni Alparslan’ın da bulunduğu bir çok şehit verilmiştir.

28 Ağustos 1921’de yaralanan Hüseyin Avni Bey 30 Ağustos 1921’de şehit mertebesine erişmiştir.

Hüseyin Avni Bey Giresun’un halk kahramanı vatanımızın bağrından kopan bir Anadolu aslanıdır.Şehadete emin adımlarla korkmadan yürümüş bir kahramandır.Ruhu şad mekanı cennet olması dileği ile.

Sonuç

Giresun Milli Mücadelemiz açısından önemli bir yerde bulunmaktadır.Karadeniz insanının tabiatına uygun bir şekilde hemen İzmir’in işgali ile başlayan,Giresunluların vatanperver ve uyarıcı tepkileri milletimize manevi güç vermiştir.Giresun’da fiili örgütlenme meydana gelmiş ve Pontus Devleti kurma hayali güden Rumların hayalleri suya düşürülmüştür.Rumlara karşı verilen mücadelede Osman Ağa’nın faaliyetleri her türlü takdirin üstündedir.

Tarihi büyük hadiselerle dolu olan milletlerin hafızları bazı kahramanları yeterince algılayamaz.Çünkü onlar büyük tarih içinde birer ayrıntıdırlar. Bilinmelidir ki bu ayrıntılar tarihin kendisini oluşturur.İşte Giresunlu Osman Ağa’da o büyük kahramanlardan bir tanesidir.

Bazı insanlar vardır,yaşadıkları döneme damgalarını vurular ve yaşadıkları zaman dilimi onlar ile özdeşleşir.Sanki onlar olmasa o yaşanmaz,tarih bir başka gerçekleşirmiş gibi gelir insana Osman Ağa yaşadığı döneme büyük izler bırakmış eder kişilerdendir.

Sonuç olarak Osman Ağa vatanperver memleketi ve ülkesi için büyük işler başarmış bir Türk büyüğüdür.Osman Ağanın bedbaht kaderi ona olan sevgimizi ve saygımızı azaltmamıştır.Her insanın doğruları ve yanlışları olabilir.Zaten Ali Şükrü Bey hadisesinde,Osman Ağa’nın suçluluğu net olarak ispatlanamamıştır.

Değinmemiz gereken bir başka isim ise Hüseyin Avni Beydir.Yıllarca cepheden cepheye koşan savaşmaktan,düşmandan kaçınmayan gözü pek bir askerdir.Ömrünün 20 yılını Türk milletine feda ederek bir çok cephede kahramanca çarpışmıştır.Ben inanıyorum ki ömrü yetse Hüseyin Avni Bey ömrünün 100 yılını da Türk milletine adıyabilecek derece vatanperver bir insandı.Bu şanlı kahramanında ölümü en az onun kadar şanlı olarak cephede Yunanla çarpışırken gerçekleşti.Bir Türk kahramanına da böyle şanlı bir ölüm yaraşır.

Giresun öyle yurtsever bir şehirdir ki sevgili okurlar Kurtuluş savaşına 2 gönüllü birlik çıkartmıştır.Bu birliklerden 47. Alayın Topal,Kör,Sağır gibi engelli vatandaşlarımızdan oluştuğunu bir daha belirtmek isterim.

Sonuca gelecek olursak bu projemizde amacımız Milli Mücadele Döneminde Giresun ve Giresunluların önemini,yerini vurgulamaktır

Emirhan Yılmaz


KAYNAKÇA

ANABRİTANİCA,Giresun Maddesi,XVII,Ana Yayınları,İstanbul 1996

Atatürk,Nutuk

Alparslan,Teoman,Topal Osman Ağa,Kum Saati Yayınları,İstanbul 2007

ARMAOĞLU,Fahir,20yy Siyasi Tarihi,Alkım Yayınevi,İstanbul 2005

AKIN,Cavit,Giresun Tarihi ve Kültürel Değerlerimiz,Giresun Belediyesi Yayınları,İstanbul 2004

AYBARS,Ergün,T.C. Tarihi I,Ankara Üniversitesi Basım Evi,Ankara 1990

AKŞİN,Sina,31Mart Olayı,İmge Kitabevi Yayıncılık,Ankara 1970

ALBAYRAK,Hüseyin,Milli Mücadele de Giresun Basını,Giresun Belediyesi Kültür Yayınları,İstanbul 1997

BAYUR,Yusuf Hikmet,Türk İnkılabının Tarihi,TTK Yayınları,Ankara 1983

BEYOĞLU,Süleyman,Milli Mücadele’de Giresun’un Yeri ve Önemi,Giresun Belediyesi Kültür Yayınları,İstanbul 1997

BEYOĞLU,Süleyman,Belgelerle Osman Ağa,Giresun Belediyesi Kültür Yayınları,İstanbul 1999

BEYOĞLU,Süleyman,Giresunlu Topal Osman Ağa,Tarih ve Medeniyet Dergisi Sayı:32 1996

Net Adresleri:


www.turkiye-haritasi.turkiyedestani.com

www.giresunum.com

www.wikiturkey.com

www.fotogiresun.com

www.giresungazete.net/dosyalar/topalosman

http://www.biyografi.net/kisiayrinti.asp?kisiid=4248

www.kucukgeris.com



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kuruluş Dönemi Osmanlı Devleti ve Bizans İmp. Arasındaki Anadolu da ki Mücadeleler

Ziya Gökalp'in Eserlerinde Türkçülük ve Turancılık